1906 yılının Kasım ayında Adapazarı’nda dünyaya gelen Sait
Faik, 1924’te ailesiyle birlikte İstanbul’a göç eder. Günümüzde hepimizin bildiği
Şehzadebaşı - Bozdoğan Kemeri civarında ikamet ederler. Burada oturdukları süre
boyunca Yakacık ve Burgaz Adası’nda yazlık kiralarlar. Sait Faik, İstanbul
Erkek Lisesi’ne kaydolur. Ama iğne olayı sebebiyle okuldan atılır ve eğitimine
Bursa Erkek Lisesi’nde devam eder. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamlar. İlerleyen
yıllarda dil eğitimini ilerletmek için yurtdışına çıkar ve yaz tatillerinde
İstanbul’a gelir. Burgaz Adası’ndaki köşkü Ağustos 1938’de satın alır,
yazlarını burada geçirmeye başlar. Çığır Kitabevi, Remzi Kitabevi ve Varlık
Yayınları’nda pek çok eseri yayımlanır. 1945 yılına gelindiğinde hastalığı baş
gösterir. Birkaç yıl içinde hastalığının siroz olduğu anlaşılır ve doktoru içki
içmemesi gerektiğini söyler. Sait Faik, bu süreç boyunca günlerini Burgaz Adası’nda
geçirir. 1951 yılında Fransız Doktor Justin Besançon’a muayene olmak için Paris’e
gider. Ama tedaviden korkan Sait Faik, İstanbul’a geri döner. İki sene sonra
tedavi olmak için tekrar yurtdışına gitmek için pasaportunu alır. 1954 yılının 5 Mayıs’ında şiddetli bir kriz geçirir ve komaya girer. Takvimler 11 Mayıs’ı gösterdiğinde ise vefat eder. Annesi Makbule Abasıyanık Burgaz Adası’ndaki bu köşkü, Sait Faik Abasıyanık Müzesi olması koşuluyla Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlar. Ağustos
1959’da müze açılmış olur.
Müze’de gezebileceğiniz odalardan bahsetmek gerekirse;
Giriş katta; Misafir Odası ve Yemek Odası,
1.Katta; Yatak Odası, Sait Faik’in Yaşamöyküsü’nü Anlatan
İki Oda ve Kitap Odası,
1953'te tedavi olmak amacıyla Paris'e giderken kullandığı pasaportu ve uçak bileti.
Bursa Lisesi Diploması (1)
Öğrenci Pasaportu (3)
Okul Defteri (4)
2.Katta; Sait Faik’in Burgazı ve Mektup Odası.
Gezdiğim tüm odaların arasında beni en çok etkileyen 2
tanesi: Yatak Odası ve Sait Faik’in Burgazı’ydı. Yatak Odası’nı gezerken,
yatağının üzerinde pijamasını ve sıcak su torbasını gördüğümde “Bir zamanlar
burada bir adam yaşıyormuş.” diye düşünmeden kendimi alamadım. Belki de hastalığı
boyunca yüksek ateşle baş etmek için kullandığı sıcak su torbasıydı o.
Başucunda bulunan sürahisi ve su bardağı…
Sait Faik’in Burgazı’nda bir koltuk ve bir sehpa vardı.
Oraya oturup tüm Burgaz Adası’nı izleme fırsatına sahip oluyordu. O’nu orada
otururken düşünüp O’nun gözünden Burgaz Adası’nı izliyormuş gibi hissediyor
insan elinde olmadan.
Ve son olarak söylemem gerekirse; Mektup Odası’na çıkın ve
Sait Faik’e içinizden geçenleri yazın!
Nermin
Yorumlar
Yorum Gönder