BÜYÜKADA'DA BİR GÜN


Eminim aranızda Büyükada’ya gitmeyen çok az kişi kalmıştır. İstanbul’da yaşayan insanlar için bir kaçış yeri olurken; İstanbul’a gezmeye gelenler için de gezilecek bir yer Büyükada. İstanbul açıklarındaki Prens Adaları olarak da adlandırılan adaların içinde en büyüğü olma özelliğini de kendinde barındırır.


Nasıl Gidilir?

Avrupa Yakası’nda oturanlar, Eminönü’nden adalar vapuruna binebilirken; Asya Yakası’nda oturanlar, bu vapurun ikinci durağı olan Kadıköy’den binebilirler. Vapurla seyahat süresi yaklaşık bir saat kırk dakika sürüyor. Büyükada, bu yolculuğun son adası. Buraya gelmeden önce vapur sırasıyla Kınalıada, Burgaz Adası ve Heybeliada’ya uğruyor.
Bostancı ve Beşiktaş’tan da kalkan vapurlar mevcut fakat sefer saatleri oldukça seyrek.
Adaya giden motorlar da bulunmakta ama adaya gidecekseniz vapurla gitmenizi tavsiye ederim. Vapurun tadı bir başka oluyor doğrusu.

Gezilecek Yerler

Rum Yetimhanesi: İlk başta otel olarak inşaatına başlanılsa da gerekli izin alınamayınca satışa çıkartılıp bir süre sonra da yetimhaneye çevrilmiştir. Bir yandan heybetli ahşap görüntüsüyle sizleri büyülerken bir yandan da içinizi ürpertmeyi başarıyor.

Dilburnu: Piknik yapacak bir yere ihtiyacınız varsa Dilburnu o yer olabilir. İçerisinde Tabiat Parkı’nı da barındıran piknik alanında bol oksijene maruz kalabilirsiniz. Limonata içerek sıcak yaz günlerine meydan okuyabilirsiniz.


Adalar Müzesi: İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesidir. Adalar’ı yakından tanımak isteyenler için güzel bir uğrak noktası olacağı kesin.

Meryem Ana Kilisesi: Panayia olarak da bilinen kilise, çan kulesi ve muhteşem mimarisiyle görülmeye değer bir yer.

Tarihi Köşkler ve Sokaklar: Listeye eklesem mi eklemesem mi diye tereddütte kaldığım bir başlık. Adaya giden herkesin sokaklarda görebileceği tarihi köşklerin önünde güzel açıyı ve ışığı yakalarsanız harikalar yaratabilirsiniz. Ve tabii ki bisiklete binin!

2013


Aya Yorgi Kilisesi ve Manastırı: Büyükada’nın en tepesinde bulunan ve belki de adanın en muhteşem manzarasına sahip olan nadir yerlerden biri. Aya Yorgi Kilise’sine faytonların son durağında yer alan yokuştan çıkılarak ulaşılıyor. (Sakın ama sakın faytonlara binmeyin, atlar da bir can unutmayın!) 23 Nisan – 24 Eylül tarihleri arasında kilisede dua edilebiliyor. Yol boyunca yerlerde ipler görmeniz çok normal. Bir inanışa göre bu iplerin sebebi; yolun başındaki ağaca bağladığınız ipi kopmadan kiliseye kadar götürebilirseniz dileğiniz gerçekleşiyor. Elbette yol boyunca acıkacaksınız. Aya Yorgi tepesindeki restoranda güzel bir manzaraya karşı yemek yiyebilirsiniz.


2015 - Henüz 19 iken



2018

İstanbul dışına çıkmaya vaktim yok ama sürekli aynı yerlerden sıkıldım diyenler; Büyükada, sizlere unutulması mümkün olmayan anılardan birini sunacaktır.

Nermin

Yorumlar