William Shakespeare'in iktidar hırsı ve mülkiyet kavramları bağlamında insan ilişkilerini her çağın insanına hitap eden bir şekilde ele aldığı tragedyası "Kral Lear", Oyun Atölyesi tarafından sahneleniyor. Ece EROL
ee.eceerol@gmail.com
Yönetmenliğini Muharrem Özcan'ın yaptığı Kral Lear rolüyle izlediğimiz Haluk Bilginer, aynı zamanda oyunun çevirmenliğini de üstlenmekte. Haluk Bilginer ile birlikte Berfu Öngören, Hale Sürel, Nazlı Bulum, Arif Pişkin, Deniz Celiloğlu, Kaan Turgut, Onur Özaydın, Sertan Müsellim, Efe Tuncer ve Hüseyin Sevimli oyunun kadrosunda yer alıyor.
(Kral Lear(Haluk Bilginer) ve kızı Regan(Hale Sürel)
W. Shekaspeare'in diğer oyunlarına nazaran daha fazla şiddet, umutsuzluk, şok(delilik) ve ölüm unsurlarını içeren oyun Shakespeare oyunculuğuna uyarlanmış mizah unsurları da oldukça başarılı bir şekilde öyküye yerleştirilmişti. Yer yer seyirciyle doğrudan iletişime geçen, yer yer müzikalimsi bir havaya bürünerek devam eden seyirciye hem beklediğini veren hem de şaşırtan bir oyun Kral Lear.
Özellikle oyuncuların -Haluk Bilginer hariç- farklı rollere bürünmesi seyirciyi bir o kadar şaşırtan ve düşündüren unsurdu zannediyorum.
İki perdede oynanan oyunun ikinci perdesi daha karanlık bir trajedi atmosferine sahipti diyebiliriz. Dekorun ve kostümlerin oldukça sade oluşu oyunculuklar ve kullanılan seslerle bir o kadar ihtişamlı bir oyun seyretmenizi sağlıyor.
(Gloucester(Arif Pişkin), Lear( Haluk Bilginer) ve Edgar(Onur Özaydın))
Shakespeare'in Kral Lear'da yer verdiği sembolik anlatımlarının sade ve abartısız ama insanın içine işleyen bir şekilde vermesi oyunu bir o kadar özel kılıyor. Özellike Lear'ın( Haluk Bilginer) yaşadıkları karşısında belleğini yitirdikten sonra doğru olanı, insanı ve dünyayı öğrenmesi, Gloucester'ın (Arif Pişkin) gözlerini yitirdikten sonra gerçekleri görmesi, Edgar'ın (Onur Özaydın) kılık değiştirerek "deli-dilenci" taklidi yapması ve Kent Kontu'nun (Deniz Celiloğlu) uşak giysileri içinde dolaşması oyunun genel olarak anlatmak istediği imgelerdir. Lear'in, Gloucester'ın, Edgar'ın ve Kent'in düşüşleri hem fiziksel, hem ruhsal, hem de toplumsaldır. Ve Shakespeare'in yarattığı bu uyumsuzluklar dünyası oyuncuların sahnede devleşmesiyle takdire şayan.
(Edmund(Kaan Turgut), Regan( Hale Sürel), Goneril( Berfu Öngören) ve Albany Dükü(Efe Tunçer))
Kötülüğün simgesi olan "Edmund" rolünü üstlenen Kaan Turgut'u da anmadan geçmeyelim o da oyunu canlı tutmayı ve rolünden bir o kadar tezat bir şekilde seyircinin yüzünü güldüren bir performans sergiledi.
Not olarak oyunu izlemeye gitmeden önce mutlaka yazılı metnini okumanızı öneririm. Böylece kastedilen sembolik anlatımlar ve atmosfer size yabancı gelmeyecek ama bir o kadar da sizi şaşırtacak.Bilet almak için:
https://www.oyunatolyesi.com/e-bilet?sid=5741
Yorumlar
Yorum Gönder