Evet, öncelikle merhaba ben Pelin umarım bundan sonra ben de sizlerle tecrübelerimi, gezip gördüklerimi, kendimle ilgili şeyleri ve şuan aklıma gelmeyen değişik konular hakkında fikirlerimi sunacağım. Bugün ise gittiğim üçüncü nesil kahvecilerden birisi hakkında konuşmak istiyorum. Şahsen ben kahveyi çok severim ve farklı yerlerde keşfetmek de benim hoşuma gidiyor. Belki de bir çoğumuzun bildiği bir mekan Petra Roasting Coffee.
 |
| Petra Roasting Coffee, İstanbul |
Ben Nişantaşı şubesine gittim ama sanırım dört şubesi daha varmış (Topağacı, Gayrettepe, Akmerkez, Büyükdere Cad.). Açıkcası çok bir beklenti ile gitmedim, bir çoğu gibi olacağını düşünüyordum ki genel anlamda öyle, güzel bir dizaynı var. Mekan küçük bu yüzden masalar yakın ve küçük; biraz samimi bir ortam var :) Kahveler ise güzeldi (Flat white içmiştik). Hatta o gün çok sık yapmam ama "masanın falan fotoğrafını çekeyim. Kendimce blogger oluyorum" derken şimdi bu yazıyı yazıyorum. Kahvelerin yanına bademli kruvasan ekledik yakıştı. Normalde böyle bir kültürüm yok tabi ama size uzun uzun anlatmak istediğim bir Avrupa turum var belki onu okuyunca beni daha iyi anlarsınız.
Son olarak geçenlerde Vedat Milor, Petra'ya gitmiş hatta röportajında "ilk buluşma da latte içen bir bayanla bir daha görüşmezdim" gibi bir cümle kurmuş açıkcası lezzetlere bu kadar açık olan birinin Petra'ya gitmesi beni şaşırttı hatta "ben de bir daha gideyim" diye düşündüm ama latte ile ilgili yoruma bir şey diyemiyorum.
Pelin
Yorumlar
Yorum Gönder