|
Kafamda Bir Tuhaflık, Orhan Pamuk’un deyimiyle İstanbul’a sonradan eklenenler üzerinden şehre ve hayata baktığımız bir roman. Ana karakterimiz Mevlut ve ailesinin 50 yıllık İstanbul serüvenini okurken aslında bir yandan da şehrin yapısında ve toplumda meydana gelen sosyal ve siyasi değişikliklere de tanık oluyoruz. Sağ-sol çatışmaları, darbeler, 6-7 Eylül olayları, Gayrimüslimlerin İstanbul’u terk edişi, İslamcı bir partinin önce İstanbul’u sonra da iktidarı alması gibi yakın tarihimizden aşina olduğumuz birçok olay da sayfaları çevirdikçe karşımıza çıkıyor. Bu bakımdan Kafamda Bir Tuhaflık, yakın tarihimize ayna tutan ve toplumdaki değişiklikleri okurken karakterlerde meydana gelen gelişimleri de gözlemleyebileceğimiz sosyolojik bir kitap.
50 senede İstanbul da büyük bir hızla büyüyüp değişiyor. Artık İstanbul, Mevlut’un çocukluğunda geldiği İstanbul değil. Eski gecekonduların yerini yüksek binalar alıyor, komşuluk ve mahalle kavramı yok olarak bireysellik öne çıkıyor. Kentsel dönüşümler meydana geliyor, eski mahalleliler mahalle dışına itiliyor. Tüm bu değişimler sonucunda Mevlut yavaş yavaş kendisinin toplumun dışına itildiğini hissediyor.
Mevlut; bebeksi bir yüze sahip saf bir karakter. Kitap boyunca kendini belirli konularda kandırıyor, hatta bazen siyasi görüşünü çevresindeki insanlar desteklemiyor diye değiştirerek söylüyor. “Aşkta niyet mi önemlidir, kısmet mi?” diye birçok kez soruyor kendisine. Anlaşılacağı üzere, kitabın adı Mevlut’ten geliyor zira kafasında birçok tuhaflık mevcut. Mevlut, çevresindeki insanların girdiği işleri, siyasi bir tanıdığı olanların da zengin oluşunu izliyor. Kendisi de kitap boyunca farklı işlerle de uğraşsa da boza satıcılığından asla vazgeçmiyor. Bozacılık, ona babasından yadigâr.
Kitap, ilk sayfasından itibaren sizi kendisine çekiyor. Orhan Pamuk’un dilini zor bulduğu için okumaya çekinenlere önereceğim ilk kitap ‘Kafamda Bir Tuhaflık’ olacak artık. Hem dili akıcı hem konular güncel hem de farklı karakterleri barındıran sosyolojik bir kitap olması bakımından okuması zevk veren bir roman. Bahsettiğim konulara ilgisi olanların ve Orhan Pamuk ile tanışmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Kitapta Altını Çizdiğim Alıntılar:
- "Ama aslında bir kızın hiç tanımadığı biriyle evlenebilmesi daha kolay olmalı, çünkü tanıdıkça inanın erkekleri sevmek daha da zorlaşıyor."
- ''Aslında en iyi aşk, değil tanımak, hiç görmediğin kişiye duyulan aşktır. Körler iyi âşık olurlar mesela.''
- “Vatandaşlarımızın şahsi görüşleriyle resmi görüşleri arasındaki farkın derinliği, devletimizin gücünün kanıtıdır.”
- "Birisiyle göz göze gelirsin ve bütün hayatını onunla geçireceğini hissedersin ya..."
- Bir şeyi unutmak istemek, unutmaya niyet etmek, unutmanın iyi bir yolu değildi. Hatta insanın unutmaya niyet ettiği şey aklına daha çok takılıyordu..
- "Köyden birlikte geldiğimiz akrabalarımızın hepsi zenginler şimdi, ama bize kısmet değilmiş." "Sana niye kısmet olmadı?" "Çünkü ben dürüstüm." dedi Mevlut.
Yorumlar
Yorum Gönder